Ana vatanı Çin olarak bilinen tropik ülkelerde yetişen tarçın ülkemizde sadece botanik bahçelerde yetiştirilmektedir. Defnegiller ailesi içinde önemli bir yere sahip olan tarçın Malezya, Jamaika, Brezilya, Madagaskar, Endonezya da kültür bitkisi olarak yetiştirilmektedir.
Eski yıllardan beri dünyanın birçok yerine baharat ticareti aracılığıyla adını duyuran tarçın günümüzde halen dünya mutfaklarının vazgeçilmezleri arasında yerini almakla birlikte şifa deposu olma özelliğiyle de tedavi amaçlı olarak kullanılmaktadır. Tarçın toz, kabuk olarak kullanılmasının yanında tarçın yağı olarak ta kullanılmaktadır.
Aromatik tadıyla başta çay olarak tüketilmesinin yanında tatlandırıcı olarak başta birçok içeklerde yer alan tarçın aynı zamanda salata ve yemeklerde çeşni olarak kullanılmaktadır. Hamur işlerinde kek ve kurabiyeler başta olmak üzere oldukça rağbet görmektedir. Özellikle şeker dengeleyici özelliğiyle tatlıların vazgeçilmezleri arasında yerini almaktadır.
Defnegiller ailesinden bir baharat türü olan tarçın başta antioksidan deposu olma özelliğinin yanında kan dolaşımı başta olmak üzere insan sağlığına birçok alanda faydalar sağlamaktadır.
İştah açıcı özelliğinin yanı sıra yağ yakıcı özelliği de vardır.
Mide bulantısını bastırır.
Öksürüğe iyi gelmektedir.
Cilt sağlığını korumaya yardımcı olur ve alerjilere iyi gelir.
Kalp sağlığını korur. Tansiyonu ve kolesterolü dengeleyerek, felç ve kalp krizi risklerini azaltmaya yardımcı olur.
Adet ağrıları ve kas ağrıları gibi ağrılara iyi gelmektedir.
Sindirimi kolaylaştırarak bağırsak ve mide gazlarına iyi gelmektedir.
Vücutta meydana gelen iltihaplanmalarda, enfeksiyonlarda ve virüslere karşı doğal bir antibiyotiktir.
Ağız ve diş sağlığını korumasının yanında meydana gelen bakterilere karşı etkilidir. Nefesi tazeleyerek ağız kokusunun önlenmesinde de etkilidir.
Vücudun yaşlanma sürecini yavaşlatır. Dokuların kendilerini yenilemesine karşı yardımcı olur.
Diyabetle savaşmaya fayda sağlayarak vücuttaki insilün değerini dengelemektedir.
Beyin fonksiyonlarının sağlıklı işleyişini sağlamaktadır. Alzheimer ve Parkinson başta olmak üzere birçok beyin hastalıklarına karşı koruyuculuğu bulunmaktadır.
Başta kolon kanseri olmak üzere birçok kanser türü riskine karşı iyi gelmekle birlikte kanserli hücrelerin gelişip büyümesinin de önüne geçmektedir.
Pek çok faydasının yanında özellikle bebeklerde kullanılmamalıdır. Kan şekeri düşük kişilerde de dikkatli olarak kullanılmalı ve çok fazla tüketilmemelidir. Ayrıca antibiyotik özelliğinden dolayı başka antibiyotiklerle birlikte kullanılmamalıdır.
